40,2596$% 0.13
46,7831€% 0.2
54,0058£% 0.31
4.317,79%0,49
7.011,00%0,20
27.960,00%0,20
3.334,34%0,32
10.205,56%-0,19
4788529฿%1.66946
3928.18Ł%5.37616
127347Ξ%5.61845
119.22%2.41676
40.24$%0.07823
02:00
Türkiye Cumhuriyeti devleti, kurulduğu günden bugüne kadar hiçbir zaman ekonomi, kültürel, siyasi, sosyolojik ve coğrafi olarak bu kadar sıkıntıya girmemişti.
Bugün dünya genelinde her şeyin iyi gitmediği çok net anlaşılmaktadır. Hemen her ülkenin kendine göre ekonomik sıkıntıları var, ancak dikkat ettikleri ve uyguladıkları kurallar var ve bu kuralların dışına çıkmıyorlar. Yine her şeye rağmen, kültürlerinden taviz vermiyorlar. Siyaset olarak gerek parlamenter sistem gerek başkanlık sistemlerinde, “devlette devamlılık esastır” ilkesine çok ama çok dikkat ediyorlar.
Sosyolojik yapıya gelince, hassasiyetlerini elden bırakmadan tüm imkânlarını kullanıyorlar. Çok önem verdikleri coğrafi yapıyı bozmamak adına kampanyalar, etkinlikler ve uygulamalar yaparak, küresel olumsuzluktan en az zararla hayata tutunmaya gayret ediyorlar. Şimdi sıra bize gelince, bu söylediklerimin tam tersi yapılmaktadır. Bugün başta ahlak olarak büyük bir çöküntü içindeyiz; bunu izleyen ekonomi ise keza öyle. Yani en büyük tehlike olarak görünen ekonomi, tam bir ülkenin beka sorunu olarak karşımızda durmaktadır.
Gerek içte gerekse dışta dolar ve euro ile yapılan tüm harcamalar, Türk lirasını zayıflatarak, insanlarımızın yarına olan güvenini azaltmaktadır. Eğitim sonrası ekonomik istikrarın olmaması, ülke gençlerinin Avrupa’yı tercih etmesiyle sonuçlanıyor ve beyin göçünün ne kadar önemli olduğu çok net görünüyor. Acilen önlem alınmazsa, hızla yaşlanan bir ülke konumuna girmiş olacağız. Diğer önemli bir konu ise, ekonominin yarattığı sıkıntının bireysel olarak başlayıp, toplumsal düzeyde ahlak bozulmasına dönüşmesidir.
Bürokrasinin çok taraflı olmasının sebeplerinden biri, kurumlara sirayet eden siyasetin liyakatsizlik yaratmasıdır. Verimli bireyler dışlanırken, eğitimsiz, tecrübesiz hatta meslekten bihaber olan atamalar, kurumlara büyük zarar vermektedir ve bu zarar enflasyon olarak topluma yansımaktadır. Zarar eden kurumların harcamalarının faturası, vatandaşa vergi olarak yansıtılmaktadır. Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek, 01.09.2024 tarihinde yaptığı yeni tedbir uyarısında, 5 milyon üstü borcu olanların, artık ödemedikleri takdirde isimlerinin “Yüzsüzlük Listesi”nde yayımlanarak ülke genelinde ifşa edileceğini belirtti.
Demek ki bazı kurumlar ve şahıslar, maliyeye 5 milyona kadar borcu olanlar koruma altındalar. Oysaki küçük ölçekli esnaf için durum hiç de böyle değil. Yeter ki maliyeye 5000 TL üstü borcu olsun; hemen “borcu yoktur” evrakı istenmektedir. “Senin adamın, benim adamım” derken, ülkenin geleceği yok olmaktadır. Cennet mekân, zamanın valisi rahmetli Recep Yazıcıoğlu, ne güzel tarif etmiş.
RECEP YAZICIOĞLU’NUN DİLİNDEN
“Türkiye’deki bütün makamlar siyasi makam oldu. Her yere siyaset karışıyor; yani uzmanlık, deneyim, birikim gibi unsurlar artık önemsenmiyor. “Benim adamım, senin adamın” anlayışı ne zamana kadar devam edecek? Liyakatin, tecrübenin, becerinin ve verimin göz ardı edildiği bir yaklaşımdan olumlu sonuçlar çıkmaz. 6 ayda bir hükümetler, kadrolar değişiyor; böyle bir şey olamaz. Bürokrasi, siyasi bir bakanlık değil; teknik ve rakamsal konularla ilgilidir. Genel müdür, müsteşar, il müdürü hep siyasi atanıyor. Bu durumda bütün işler siyasi ilişkilere dayanıyor. Mezar taşıma vasiyet edeceğim; böyle bir ülkede yaşamadan gittim, diye. Çünkü bunları anlattığımızda “Batı standartları bize göre değil” diyorlar. Peki, 130 yıllık batılılaşma macerası ne oluyor? O zaman Uganda ve Tanzanya ile birlikte olalım, onlarla bir pakt imzalayalım. Madem öyle, tüketim tarzında Avrupalılardan daha yakışıklı ve güzel giyiniyoruz ama onlar gibi yönetilmiyor, onlar gibi üretemiyoruz. Peki neden? Bir konuda tamam diyoruz ama diğer konularda “Efendim, bizim şartlarımız, ülkenin milletiyle bölünmez bütünlüğü” diyoruz. Bunlar boş laflar. Adam gibi adam olmanın yollarını hep birlikte arayıp bulacağız. Yazıktır, günahtır. Zaman hızla geçiyor ve aramızdaki mesafe hızla açılıyor. O ülkenin altyapısı ne olacak? Enflasyon ne olacak? Bunlar kimleri ilgilendiriyor? “Bugünü 24 saat kurtardık, elhamdülillah,” diyoruz. Allah kolaylık versin.”
Atilla Güney bir sonrakı yazımda bulumak üzere sağlıkla kalın

İNSAN OLMAK !
1
KUR’AN’DA DİN VE MEZHEP AYRIMI YOKTUR TEK VE HAK YOL İSLAM’DIR.
1053 kez okundu
2
Kin ve Nefretten Beslenen İnsanlar
936 kez okundu
3
Bir Aile Yemeğinden Geleceğe Dair Umut Yeşertmek
747 kez okundu
4
İSLAM’DA, İMAN İBADET VE AHLÂK
741 kez okundu
5
Bağcıyı Dövmek Değil, Üzüm Yemek Gerek
700 kez okundu