Desenli Peçetenin Hatırlattıkları

2

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Desenli peçeteleri hâlâ severim. Bilmem çocukluğumu hatırlattığından mı?
Var mı küçüklüğünde peçete koleksiyonu yapan benim gibi ?
Peçete koleksiyonu yapan dedim tabii gülmeyin gençler, 80’ler 90’lar cep telefonu yok, PlayStation yok, kanal kanal TV’ler, Platformlar, you tube, sosyal medya yok.
Bahçemizdeki çamur oyun hamurumuz, ağaçlar, tepeler, macera parkurumuz, sokaklar oyun alanlarımız hatta voleybol, futbol sahamızdı, biz şimdi sizlere dışarı çıkın diye yalvarıyoruz annelerimiz eve gelin diye…
Biz meyveleri dalından koparıp yemenin tadını aldık, komşunun bahçesindeki domatesin kokusu bizim bahçeden duyulur ne zaman kızaracak da biz de yiyeceğiz diye her gün beklerdik. Beyaz kirazla, kırmızı kirazın beraber dikilmesi gerektiğini dedemden öğrendim kiraz çiçeklerinin meyveye durmasını bahçemizde izler, üzümleri asmalarından toplardık. Bahçelerimizden, komşı bahçelerde hanımeli, leylak, iğde, sümbül, gül kokuları karışırdı rüzgâra hepsinin kokusunu ayrı ayrı seçerdik. (Konya, Meram)
Çocuklarımız bu kokuları tanımıyor, bilmiyor. Keşke tanısalar.
Keşke her okulun bahçesinde meyve ağacı, sebze bahçesi yapılacak alanlar oluşturulsa, çocuklarımız toprakla, ağaçla, bitkiyle temas etse, en azından okul bahçelerinde bunları yaşasalar, tarımın, toprağın üretmenin değerini anlasalar.
Önceki görev yerim asırlık Erenköy Kız Lisesi’ nin büyük bir bahçesi olduğundan biyoloji ve coğrafya zümresindeki arkadaşlarımızla bu tür çalışmalar yapıp öğrencilerimizin okulları bahçesinden istifade etmesini sağlayabilmiştik.
İnşallah sağlığıma kavuşup görevime döndüğümde yeni görev yerimde de bu tür projeler yapmak nasip olur.
Anneler, babalar lütfen imkanlarınız dahilinde çocuklarınızı doğayla, toprakla buluşturun, tanıştırın. Hiçbir şey yapamıyorsanız mahalledeki parkın bahçesine limon çekirdeği, kayısı, kiraz çekirdeği ekin beraber, sonra haftada bir en azından filizlenmesini büyümesini izleyin. Onu yapamıyorsanız evde saksıya ekin çocuklarınızla beraber limon vb. Hem birlikte bir etkinlik yapmış olursunuz , hem de bir bitkinin sorumluluğunu almayı öğrenir. Toprağa dokunur. Elektronik ortamlardan uzaklaşır.
Duyuları ve duyguları gelişir, çok mekanik çocuklar yetişiyor, onların duyu ve duygularını küçük yaşta geliştirmek bizim elimizde. Çıkın beraber dışarıya yağmur yağarken yahut balkona beraber havayı soluyun , derin nefesler aldırın ona da koklatın yağmurun kokusunu, sesini dinletin , yağmurun rüzgârın, kuşların. Kimi zaman gözlerini kapatıp dinlesin. Duyuları ve duyguları gelişsin. Küçük yaştan itibaren yapın bunları kulaklıklar kulaklarını, dijital gözlerini esir almadan….
Anne babayı dinledikleri yaşlarda oyunlarla, aile etkinlikleriyle yapın bunları. Biz ikizlerimle balkonda tırtıl, solucan, salyangoz bile beklemiştik.
“ Iyyyy” diyenleri duyar gibiyim. Başka canlıların varlığının değerli olduğunu anlarlar, yaratılanları tanırlar, merhameti öğrenirler. Geleceklerine katkısı olur.
Bir desenli peçeteyle başladık nerelere geldik.
Yarın 24 Kasım Öğretmenler Günü, Gazi Mustafa Kemal Atatürk öğretmenlere “Memleketimizi, toplumumuzu gerçek hedefe, mutluluğa eriştirmek için iki orduya ihtiyaç vardır. Biri vatanın hayatını kurtaran asker ordusu, diğeri milletin istikbalinin yoğuran irfan ordusu. Bu iki ordunun her ikisi de kıymetlidir, yücedir, verimlidir, saygıdeğerdir. Fakat bu iki ordudan hangisi daha kıymetlidir, hangisi diğerine üstün tutulur? Şüphesiz böyle bir tercih yapılamaz, bu iki ordunun ikisi de hayatîdir.
Yalnız siz, irfan ordusu mensupları, sizleri bağlı olduğunuz ordunun kıymet ve kutsiyetini anlatmak için şunu söyleyeyim ki sizler ölen ve öldüren birinci orduya niçin öldürüp niçin öldüğünü öğreten bir ordunun fertlerisiniz. 1923
Diyerek seslenmiştir. Bir diğer sözünde öğretmenlerin değerini şöyle ifade eder: “Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenden, eğiticiden mahrum bir millet henüz millet adını almak istidadını kazanmamıştır. Ona alelâde bir kitle denir, millet denemez. Bir kitle millet olabilmek için mutlaka eğiticilere, öğretmenlere muhtaçtır.”
“…Orhan’ı yetiştiren, Fatih’i cihanda harika bir manevi olgunluğa sahip kılan muallimlerdir” der mütefekkir Nurettin Topçu da…
Üzerimde emeği olan öğretmenlerinden ahirete irtihal edenlere Allah’tan rahmet, sağ planlara sağlık ve afiyet diliyorum.
Öğretmenler günümüz kutlu olsun.
Hoşça bakın zatınıza…
Berna Ocakcıoğlu

Atilla