40,2596$% 0.13
46,7831€% 0.2
54,0058£% 0.31
4.317,79%0,49
7.011,00%0,20
27.960,00%0,20
3.334,34%0,32
10.205,56%-0,19
4788529฿%1.66946
3928.18Ł%5.37616
127347Ξ%5.61845
119.22%2.41676
40.24$%0.07823
02:00
Zübde-i Alem olan yani kainatın özü olan insanı yetiştirme görevi öncelikle ailenin görevidir. Yaratılmışların en şereflisi olan insan, (eşrefi mahlukat) aile denilen çatı altında doğar ve aile ocağında pişer.
Aile, içinde bulunduğu toplumun kodlarını çocuğa aktaran unsurdur. Toplumun özetini, bakışını yansıtır. Toplıma insan yetiştirir. Bizim kültürümüzün özünde olan zevk-i selim, kalb-i selim, akl-ı selim iyi doğru ve güzeli işaret eden bu üç kavramın temellerinin atıldığı yer de ailedir. Kadim kültürümüzde terbiyenin en üst amacı kalb-i selim, talimin en üst amacı akl-ı selim, edebin en üst amacı zevk-i selimdir. Burada ifade edilen terbiye eğitimi ve görgüyü, talim öğretme ve yetiştirmeyi, edep incelik, zarafet, letafet ve dengeli olmayı ifade eder. Bütün bunların ilk görüldüğü, taklit edilerek öğrenildiği, kazanıldığı yer ailedir.
Toplumun kodlarının bozulmadan sağlam bir şekilde kalması için ailenin bu değerleri çocuklara vermesinin, çocukları bu değerlerle beslemesinin yanında değişen çağın donanımlarının da toplumun değerleri ile uyumlu olması çok önemlidir. Aile içerisinde öğrendiği değerler ve doğrularla dışarıda,medyada, yer aldığı sosyal mecralarda, dijitalde farklı değer ve doğrularla karşılaşan çocuk kişisel çatışma içerisine girecektir. Günümüzün en büyük sorunu anne babanın sunduğu bakış ve verdiği değerle dijitalin verdiği değer ve algının çatışmasıdır. Bırakın çocukları yetişkin bireyler bile dijital ve internet ortamında gördükleri doğruların etkisinde kalabilmekte ve toplum değerleri ile çatışabilmektedir. Dijitalin en büyük etkisi kamuoyu algısı şekillendirme etkisidir. Eskiden kamuoyu toplumsal ilişkiler yoluyla ortaya çıkan bir yapıydı enformasyon toplumsal ilişkilerle olurdu. Toplumsal ilişki ile oluşan kamuoyu algısı söz konusuydu. Richard Sennnet’ın Kamusal İnsanın Çöküşü kitabında anlattığı gibi enformasyon artık sosyal ilişkiler vasıtasıyla oluşmuyor, enformasyon dijital internet ve benzeri ortamlarda oluşup gelişiyor.
Bu durumda toplumların kendi ddijitallerii, dijital vatanı tesis etmeleri kendi kamusal algılarını oluşturmaları açısından son derece önem arz ediyor. Milli değerlerin, inşa edilmiş toplum yapısının, geçmişle bugün arasındaki bağın sağlam şekilde kurulmasının en önemli adımı dijital sınırlar ve dijital güvenlik konusunda ve dijitalde ulusal algıyı koruma noktasındadır. Bunu bir başka yazarın eserine atıfta bulunarak biraz daha açıklamak istiyorum Geovanne Sartari Görmenin İktidarı adlı kitabında artık homo sapiensten yani düşünen insandan homo vidense dönüşüyoruz. Yaşadığımız Yüzyıl görüntünün ve görmenin iktidarı ile şekilleniyor Global Bir köyün fotoğraf televizyon sinema bilgisayar internet gibi ışıltılı araçları homovidensi gören insanı inşa ediyor, Hatta gören insan demeyelim bakan ve kendine gösterilerini gören insanı inşa ediyor. Ve insan Sözde gören insanın uyku İmparatorluğu vatandaşına dönüşüyor. Yani şöyle söyleyelim sözlü kültür yazılı kültür ve ardından içinde yaşadığımız dönemde görsel kültür dönemi olarak adlandırılabilir.
Marshall Mc Luhan tarafından tanımlanan tipografik insan yavaş yavaş yok oluyor neydi tipografik insan gündelik hayatı yazılı kültürle yoğrulan okur yazarın ötesinde okumadan duramayan insandı. Ve biz bu tipografik insandan günümüzde video grafik insana doğru dönüşüyoruz. İçinde bulunduğumuz yüzyılda dijital teknolojiden uzaklaşmak imkansız dijital teknolojinin zararlarını konuşmak yerine yapılması gereken bir şey var dijitali Kendi değerlerimize uydurmak Bu da üretici konuma gelmekle Hatta ihraç eder konuma gelmekle olur. Yani Bu demektir ki kendi kültürel değerlerimizle Manevi değerlerimiz ve dijitalin içinde olmalıyız algoritma geliştiren ihraç eden üreten olmalıyız. Dijital ve yapay zeka içeriklerini biz Üretir ve yaygınlaştırırsak zararını konuşmaz kar eder hale geçeriz. Anne baba ile geçirilen vakitten çok çocuklarımız artık dijitalde vakit geçiriyor O zaman bizim için öncelikli mesele dijital ve Dijital Teknoloji üretimi olmalı ve bu süreçlerde çocuklarımızla kuracağımız ilişkilerimiz 4İ kuralına yani; işbirliği,iletişim,ilgi ve itimata dayanmalı. Birer dijitalleşme ile gelen olumsuzluklar Aile içerisinde empatinin azalması dijital aile ve mahremiyetin çöküşü gibi tehlikelerle ancak bu 4İ kuralını uygulayarak Baş edebilir aileler. Hem kendimizi hem de çocuklarımızı sosyal medyanın dijitalin bize dayattığı içeriklerle körleşip körelmekten korumak birinci vazifemiz olmalı. Çocuklarımıza gençlerimize sahip çıkabilmek için Onlara izletilecek içerikler paylaşılacak içerikler kendimiz kendi dijital Güvenlik sınırlarımızda milli dijital içerik üreticiler tarafından üretilmeli, dijital sınırlar bir an önce belirlenip dijital güvenlik ağı oluşturulmalı. Yapay zekayla dijital oyunlarla çocukların dikkatini çekecek ama kendi milli değerlerimizden oluşan oyunlar ve içerikler üretilmeli aileler de bunların bilincinde olup dijitale uzak ve yabancı olmayıp doğru içerikler ve oyunlarla çocukları ile birlikte yol almalı.
Sonuç olarak diyebiliriz ki değişen Yüzyıl ile beraber insan da değişiyor ve artık kendisine gösterileni gören ve gösterilenin doğruluğuna bakmaksızın dayatılan görüntülerle algısı inşa edilen bir insan var karşımızda. Bunun ne kadar tehlikeli olduğunu eminim ki düşünebiliyorsunuzdur geçmişte fetihler toprakları kazanarak yapılıyordu günümüzün fetihleri ise algıları kazanarak yapılmaktadır Bir toplumun algısı kendi dışındaki dünya ve insana insan olmaktan çıkarmak isteyen kesimler tarafından şekillendirilirse maalesef Sonuç hüsran olacaktır bugün hedef yukarıda bahsettiğim Kadim medeniyetimizin zevki Selim kalbi Selim atlı Selim insanını eşref-i mahlukat olan insanı yok etmektir Bu da dijital aracılığıyla algıları oluşturarak yapılmaktadır Bu nedenle diyorum ki algıları kazanmak günümüzde toprakları kazanmak kadar önemlidir.
Kalın saygılacakla, hoşça bakın zatınıza. . .
Berna OCAKCIOĞLU
MANKURTLAR NASIL ORTAYA ÇIKTI?
1
KUR’AN’DA DİN VE MEZHEP AYRIMI YOKTUR TEK VE HAK YOL İSLAM’DIR.
1053 kez okundu
2
Kin ve Nefretten Beslenen İnsanlar
936 kez okundu
3
Bir Aile Yemeğinden Geleceğe Dair Umut Yeşertmek
747 kez okundu
4
İSLAM’DA, İMAN İBADET VE AHLÂK
743 kez okundu
5
Bağcıyı Dövmek Değil, Üzüm Yemek Gerek
702 kez okundu