“YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN YA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL!” (Hz.Mevlana).

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

Hz.Mevlana’nın, “Ya olduğun gibi görün ya göründüğün gibi ol!” veciz sözü, hem evrensel etik kuralı ve hem de ahlakımızın temel ilkesi olmuştur.
“…Ne olursan ol, yine de gel.” çağrısı ise Konya’yı inanç turizminin merkezine oturtmuştur.
Dine dayalı ahlaki yaşamda iki çeşit hareket tarzı vardır; insanlar ya inandıkları gibi yaşarlar, ya da yaşadıkları gibi inanırlar.
Mevlana’nın, “Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.” ahlaki düsturu; insanın dinen iç dünyasını, aklen de dış dünyasını “Dosdoğru yolda” birleştirmektedir
Bu kural, insanların “Nasıl isen öyle ol” anlamından ziyade; “Emrolunduğun gibi dosdoğru ol” Kur’an hükmüne uygun hareket etmeyi gerekli kılmaktadır.
böylece insan, bir yandan kendi dünyası, diğer yandan da dış dünya ve çevresi ile uyumlu ve dengeli bir hayata kavuşmuş olacaktır. Burada, temel ölçümüz ve hareket tarzımız, hiç şüphesiz “Dosdoğru yol” çizgisi olacaktır.
“Olduğu gibi” görünmeyen, “göründüğü gibi” olmayan insanlar, kendileri ile barışık olamadıkları gibi, dış dünya ve çevresiyle de barışık değillerdir. Bu yüzden sürekli huzursuz ve sorunludurlar. Ancak bunlar; düşünce, inanç ve hareket birlikteliğinde; iyi, doğru ve güzel yolda, itibar ve güven sahibi olabilirler.
Özellikle, İç ve dış huzurun sağlanmasında, çevre ve toplumsal anlayış ve teveccühün büyük önemi vardır. Kişinin, “Ben buyum” dayatmasından ziyade, sosyal çevrenin, “sen bu sun” demesi daha çok önemlidir. Yoksa,”Tilki tilkiliğini ispat edinceye kadar post elden gider!”
Bir defasinda, Peygamber Aleyhisselam, etrafında toplanan müşriklere: “Ben size şu dağın arkasından! düşman ordusunun gelmekte olduğunu haber versem, inanır mısınız?” dediğinde, oradakilerin hemen hepsi, “Evet, inanırız; çünkü sen, asla yalan söylemezsin!” demişlerdir. Dolayısıyla; insanın inandığı gibi yaşaması, yaşadığı gibi inanmasindan daha kolay ve daha güzeldir.
Hepsinden de iyisi, “Emrolunduğun gibi dosdoğru olmaktır.” ( Hud,112).
“…Ve selamün alel murselin, vel hamdu lillahi Rabbil alemin.”
(Alemlerin Rabbine hamdolsun; O’nun peygamberlerine de selam olsun!)
(Saffat,181-182).
Sadakallahu’l Azim.
(Azim olan Allah doğru söyledi)

Mehmet Köse

bursadasondakika.com