“İSLÂM, EN GÜZEL AHLÂK DİNİDİR.”

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

…Öyleyse;
o güzel Müslümanlar hani, nerede?..
İslâm, en güzel ahlak dini olduğuna göre, Müslümanın da en güzel ahlaka sahip olması gerekmez mi?
Günümüzde, “Mürekkep yalamış” bazı aydın görünümlü Müslümanlar, “Müslümanım” demekten utanır olduklarını itiraf etmektedirler (ki, sözde İslam’ın en iyi yaşandığı bir dönemde?).
Bu durum karşısında, İster istemez insanın aklına, Nasreddin Hoca’nın, “Kedi ile et” fıkrası takılıyor. Hani, “…Et buysa kedi nerede, kedi buysa et nerede?..”
Acaba biz, Kur’an’ı Kerim’in dosdoğru tarif ettiği gibi bir Müslüman mıyız? Yoksa, “Benden iyi Müslüman yoktur.” diyenlerin tarifine göre mi Müslümanız?
Doğrusu yine kafamız karıştı?
Bu sefer de “Fili tarif eden körlerin hikayesi..” aklımıza geliyor. Bilenler, bilmeyenlere anlatsın lütfen!..
Şimdi biz gelelim asıl konumuza;
İslâm ahlakının temeli ve kaynağı dindir, demiştik ya! İşte bu, Kur’an ve Sünnetten ibarettir. Kaldı ki, “Peygamber (a.s.v) Efendimizin ahlakı da Kur’an’dan başkası değildir.
Öyle ise, güzel ahlaka sahip olmak için Kur’an’ı Kerim’i okumak, anlamak ve yaşamak lazımdır.
Bu konuda, Hz. Peygamber (a.s.v) şöyle buyuruyor:
” Ben güzel ahlâkı tamamlamak üzere gönderildim. Sizin en hayırlınız, ahlaken en güzel olanınızdir.”
Hz.Ebu Bekir (r.a), “Din, inanmak; ahlak ise yaşamaktır. Din ve ahlak, inandığını yaşamaktır; İnandığı gibi yaşamayanlar, yaşadıkları gibi inanmaya başlarlar.” diyor.
Yüce Allah, Kur’an’ı Kerim’de, “Rabbinin sözü, Doğruluk ve Adalet bakımından tamamlanmıştır. O’nun sözünü değiştirecek kimse yoktur.” buyuruyor. (Enam,115).
O halde; iyilik, doğruluk ve adaleti, neden Kur’an’dan öğrenip hayatımıza geçiremiyoruz? Eksik olan nedir ki?..
1) Ya Kur’an’ı Kerim’i okumuyoruz.
2) ya da okuyoruz; fakat, anlayamıyoruz.
3) Veyahut da okuyoruz, anlıyoruz,
fakat işimize gelmediği için yapmıyoruz.
Yani sizin anlayacağınız, her malzeme var, fakat helva yapmasını beceremiyoruz ve’s selam.
Ünlü Çin Filozofu Konfüçyüs der ki:
“Okuduğumu unuturum, gördüğümü hatırlarım, ancak yaptığımı öğrenirim.”
Öyle ise Kur’an’ı öğrenmek için okuduğumuzu anlamak ve yaşamak zorundayız.
Sokrates de diyor ki: “Bilgi, iyidir ve faydalıdır. İyi ve fayda veren şeyler ahlakidir. Bilgi, aynı zamanda erdemliliktir. Bilen, yani “Bilge” insan, kötü değildir; doğru bildiğinden asla şaşmaz ve kötülük de yapamaz. BİLGE KİŞİNİN Kur’an’daki karşılığı, “Takva sahibi” olmaktır.
Sonuçta, Kur’an’ı Kerim’i okuyarak, anlayarak ve uygulayarak yaşamaktan başka güzel ahlak ve kurtuluş yoktur.
Merhum Mehmet Akif Ersoy, Batı Hıristiyan âleminin ahlâki yükselişini şu gerçeğe bağlıyor: “İşleri var dinimiz gibi, dinleri var işimiz gibidir.”
İşte böylece, aramakta olduğumuz o güzel ahlakın, hak ve hakikati daha iyi anlaşılmaktadır.
Allah’ın selamı, iyi ve güzel insanlar üzerine olsun!

Mehmet Köse

bursadasondakika.com