HANİF DİNİ VE “İSLÂM”

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

“Hanif,” TEK ALLAH’A inanan, Hakk’a ve hakikate yönelen MÜSLÜMANLARA denir.
“Hanif dini” ise Hz.İbrahim (a.s) tarafından temsil edilen ve Tek Allah inancına (La ilahe illallah) dayalı İslâm
inancının temelini teşkil etmektedir.
O nedenle, Hanif dini, bütün peygamber için birer Risalet tacı ve Nübüvvet mührü olmuştur.
Allah’u Teâlâ, Kur’an’ı Kerim’de, dinin esası olan Tevhid inancının bütün peygamberlere tebliğ edildiğini ve her Peygamberin de bundan sorumlu tutulduğunu haber vermektedir:
“Andolsun ki biz, ALLAH’A KULLUK EDİN ve TAGUT’TAN SAKININ (Allah’a ve O’nun emirlerine karşı gelmekten sakının) demeleri için, her millete ve her kavme birer Peygamber gönderdik.” (Nahl,36)
“Ey Resûlum! Senden önce hiçbir Resûl göndermedik ki ona: ‘Benden başka ilah yoktur. O halde, bana kulluk edin’ diye vahyetmiş olmayalım.” (Enbiya,25).
Böylece, (Tek) Allah inancına dayalı Hanif dini, tarih boyunca hep batıl ve çok tanrılı dinlerin muhalefeti içinde, varlığını ve birliğini muhafaza ederek
Hz.Muhammed (a.s.v)’e kadar gelmiştir. Buna istinaden, Hz.İbrahim (a.s) ile başlayıp Hz.Muhammed’e kadar süren Tek Tanrılı dinlere, genel olarak “İBRAHİMİ DİNLER” de denilmektedir.
Hz.İbrahim aleyhisselam’ın Peygamberliği, daha çok Irak bölgesinde yaşayan KELDANİLER arasında geçmiştir. Keldaniler (Babası Hazer dahil) yıldızlara, gök cisimlerine ve putlara yapıyorlardı.
Hz.İbrahim, onları Tevhid inancına ikna etmek için farklı bir metod uygulamıştır.
Allah’ın Var’lığı ve Bir’ligi inancını, gök cisimlerinin hareketlerini gözlemleyerek bilimsel, akıl ve mantık yoluyla izah ederek ispatlamaya çalışmıştır. Böylece, imana tahkikat (Sorgulama) boyutu kazandırmıştır. Bu da, Tevhid inancı için bir yükselme ve ilerleme basamağı olmuştur. (TAKLİDİ imandan,TAHKİKİ imana geçiş ve yükselme devri)
Sonuçta, Hz.İbrahim (a.s): Ben “Hanif” olarak, yüzümü gökleri ve yeri yaratan Allah’a çevirdim ve müşriklerden olmadım buyurmuştur. (En’am,79).
Ayrıca, bu konuda Cenab-i Allah, “İbrahim, ne Yahudi ne de Hıristiyan idi; fakat o, Allah’ı BİR tanıyan dosdoğru bir MÜSLÜMANDI, müşriklerden değildi.” şeklinde tasdik etmiştir. (Al-i İmran,67).
Hz.MUHAMMED aleyhisselam, Mekkeli müşriklerin arasında “Hanif” dinine inanmış olarak, Peygamberliğe hazırlanırken, Medine’de de çok sayıda Hıristiyan ve Yahudiler yaşıyordu.. Dolasıyla, onlarla da mücadele etmek zorunda kalmıştır. Hatta, bir defasında, Cenab-i Allah, Ehl-i kitab’ı da İslam’a davet etmesi için Peygamber Efendimize şöyle buyurmuştur:
“Ey Resûlüm onlara de ki: Ey Ehl-i kitap! Sizinle bizim aramızda müşterek olan bir söze geliniz (Tevhid inancı):
ALLAH’TAN BAŞKASINA TAPMAYALIM, O’NA HİÇBİR ŞEYİ EŞ VE ORTAK KOŞMAYALİM VE ALLAH’I BIRAKIP DA KİMİMİZ KİMİMİZİ İLAHLAŞTIRMASİN!
Eğer onlar yine de yüz çevirirlerse, işte o zaman: ŞAHİT OLUNUZ Kİ, BİZ MÜSLÜMANLARIZ deyiniz.”(Al-i İmran,64)
AyrıcaYüce Allah, Peygamber (a.s.v) Efendimiz’e hitaben: “Resûlüm! Sen, yüzünü “Hanif” olarak dine, Allah’ın insanları hangi fıtrat üzere yaratmış ise ona çevir. Allah’ın yaratmasında değişme yoktur. İşte dosdoğru din (İslâm) budur; fakat insanların çoğu bilmezler. Hepiniz Allah’a yönelerek, O’na karşı gelmekten sakının, NAMAZI kılın, sakın MÜŞRİKLERDEN olmayın.” (Rum,30-31)
İşte Hz.Adem (a.s) ile başlayan Tevhid inancı süreci, Hz.Muhammed (a.s.v) ile kemale ermiş ve İSLAM’IN temel şartı olarak sonuçlanmıştır. (İSLAM İLK VE SON DİN, HZ. MUHAMMED (A.S.V) SON PEYGAMBERDİR.)
“La ilahe illallah Muhammed’un Resûlullah.”
(Allah’tan başka İlah yoktur, Muhammed O’nun kulu ve Resulü’dur.)
“Allah indinde yalnız ve gerçek din İSLAM’DIR.” (Al-i İmran,19)
“Bugün size dininizi ikmal ettim, üzerinize nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İSLAM’I beğendim.”
(Mâide,3)
“Kim İSLAM’DAN başka bir din ararsa, bilsin ki kendisinden böyle bir din asla kabul edilmeyecek ve o, ahirette ziyan edenlerden olacaktır.” (Al-i İmran, 85)

SADAKALLAHU’L AZİM
(Azim olan Allah doğru söyledi)

Mehmet Köse

bursadasondakika.com