40,2596$% 0.13
46,7831€% 0.2
54,0058£% 0.31
4.317,79%0,49
7.011,00%0,20
27.960,00%0,20
3.334,34%0,32
10.205,56%-0,19
4788529฿%1.66946
3928.18Ł%5.37616
127347Ξ%5.61845
119.22%2.41676
40.24$%0.07823
02:00
27 Temmuz 2025 Pazar
Yeryüzünde ve yeraltında var olan tüm canlılara can veren, onları rızıklandıran, kuşkusuz ki Halik-i Zülcelal ve Vel İkram olan Allah’tır. O’nun bilgisi ve izni olmadan ne bir yaprak kıpırdar, ne bir toz zerresi yerinden oynar. Hayatın her safhasında insanı çeşitli nimetlerle donatan, ona makam ve mertebe veren de yine O’dur.
Kimi insanlar, kendilerine lütfedilen bu nimetler karşısında şükreder, hamd eder ve sahip olduklarını hayır yolunda kullanır. Allah’ın rızasını kazanmayı gaye edinir, kulların gönlünde iz bırakır. Onlar, iyilikseverlikleriyle topluma yön verir, erdemin ve insanlığın temsilcisi olurlar.
Ancak ne yazık ki bazıları, kendisine verilen mevkiye layık olamaz. Önce nankörlük eder, sonra içindeki kin ve nefreti büyütür. Allah’a karşı isyankâr olurken, kulların karşısında da küçülür. Böyleleri, sahip oldukları makamın ağırlığını taşıyamaz; kibirlenir, şımarır, kendini vazgeçilmez sanar.
Aklıma, bu durumu çok iyi yansıtan eski bir hikâye geldi. Bir baba, oğlunun karakterini genç yaşlarda fark etmişti ve sürekli “Senden adam olmaz!” diyordu. Oğlu bu sözlere içerleyip hırslanarak okuyup vali olur. Göreve başlar başlamaz da babasını iki jandarma göndererek zorla makamına getirtir. Baba kapıdan içeri girer girmez, oğlu gururla “Bak baba, sen diyordun ya ben adam olamam, gördün mü? Vali oldum!” der. Baba ise kısa ama derin bir cevap verir: “Evladım, ben sana vali olamazsın demedim, adam olamazsın dedim. Eğer adam olsaydın, bu yaşlı halimde beni ayağına getirmezdin.”
Bu örnek aslında çok şey anlatıyor. Siyaset ve makam bazen kişiyi adam gibi gösterse de, onun gerçek kişiliğini değiştirmez. Ne yazık ki bizler, kimi zaman değersiz insanlara değer biçiyoruz, edepten nasibini almamış kişilere merhamet gösteriyoruz. Sonra da insanlık erozyonuna uğramış, kin ve nefretle yaşayan sözde bürokratlara mahkûm kalıyoruz.
Günümüzde birçok makam sahibi, aslında o makama değil, ancak bir öfkeye, bir kibre sahip. Küçük hesaplarla büyük kötülükler peşindeler. Siyasi hırs, intikam arzusu ve haset, insan ruhunu çürütüyor. Asıl mesele şu ki: Suç onlarda değil, onlara haddinden fazla değer veren bizlerde. Onları adam yerine koyduğumuz her an, aslında insanlığımızdan ödün veriyoruz.
Dün kimler geldi kimler geçti bu makamlardan: müdürler, daire başkanları, belediye başkanları, milletvekilleri… Hepsi bir zaman sonra göçtü bu handan. Çünkü insan makamla değil, karakteriyle var olur. İnsan şehirden değil, anasının kucağından çıkar. Kim olursa olsun, nihayetinde dönüş Allah’adır.
Ve son olarak; bu satırları kaleme alırken adı geçmeyen ama kendini fazlasıyla tanıyacak olan kişiye sesleniyorum: Benden siyasi intikam aldığını sanan, kumpasla hareket eden o kişiye tek bir sözüm var: ben sana daire başkanı olamazsın demedim. Sen daire başkanlığı koltuğunu dolduramasın dedim zamanında birileri de demişti ve son olarak Hakkımı sana helal etmiyorum. Gerçi haktan hukuktan anlamazsın.
