40,2596$% 0.13
46,7831€% 0.2
54,0058£% 0.31
4.317,79%0,49
7.011,00%0,20
27.960,00%0,20
3.334,34%0,32
10.205,56%-0,19
4788529฿%1.66946
3928.18Ł%5.37616
127347Ξ%5.61845
119.22%2.41676
40.24$%0.07823
02:00
27 Temmuz 2025 Pazar
“Solculuk dinsizliktir” yargısı, Türkiye’de uzun yıllardır sorgusuzca tekrar edilen ve neredeyse bir toplumsal ezber hâline gelmiş bir ifadedir. Ancak bu yargı, hem sol düşüncenin tarihsel ve ideolojik zeminini hem de inanç sistemlerinin toplumsal rolünü daraltan yüzeysel bir genellemeden ibarettir. Bugün, bu ezberle yüzleşmenin ve kavramları daha derinlikli bir şekilde tartışmanın vaktidir.
Solculuk; adalet, eşitlik, özgürlük ve emek ekseninde şekillenen bir duruşu temsil eder. Bu duruş, herhangi bir dine karşı olmakla değil; insanın onurunu, emeğini ve yaşam hakkını korumakla ilgilidir. Sol düşünce, toplumda sömürüye, ayrımcılığa ve adaletsizliğe karşı çıkan bir anlayıştır. Bu yönüyle yalnızca politik bir ideoloji değil, aynı zamanda bir vicdan çağrısıdır.
Peki bu değerler –adalet, eşitlik ve paylaşım– herhangi bir dine, özellikle İslam’a aykırı mıdır?
Kur’an’a göre mülk Allah’ındır; açgözlülük, birikmiş servet ve bireysel hırs kınanır. Zekât, sadaka, yardımlaşma ve kul hakkı gibi kavramlar, toplumsal dengeyi gözeten dini emirlerdir. İslam, özünde bir paylaşım dinidir. İlk dönem İslam uygulamalarında görülen dayanışma, eşitlik ve mülkiyetin topluma ait olması anlayışı; sol düşüncenin temel ilkeleriyle birçok noktada kesişmektedir. Bu durum, sadece teorik bir benzerlik değil, aynı zamanda tarihsel bir karşılıktır.
Bir çok İslam düşünürlerinde defalarca vurguladığı gibi; Müslümanlık ve solculuk, ezilenin, yoksulun, hak arayanın yanında durdukça birbirine zıt değil, aksine birbirini besleyen iki duruştur. Dinin özü olan adalet, haksızlığa başkaldırı ve dayanışma; sol ideallerle çelişmez. Tam tersine, bu idealleri daha kapsayıcı ve evrensel bir vicdan zeminiyle buluşturur.
Bu bağlamda, inançlı bireylerin sol mücadele içinde yer alması ne bir çelişki ne de bir istisnadır. İnançlı bir solcu olmak mümkündür, tıpkı dine inanmayan ama adaleti savunan bir solcu olunabileceği gibi. Çünkü solculuk, Tanrı’ya inanıp inanmamakla değil, sınıfsal, ekonomik ve siyasal düzene hangi pencereden baktığınızla ilgilidir. Ateizm bir inanç tercihi, solculuk ise toplumsal bir pozisyondur.
Ancak Türkiye’de özellikle 20. yüzyıl boyunca, solculukla ateizm kasıtlı olarak özdeşleştirildi. Bu, sol düşüncenin toplumla olan bağını zayıflatma çabalarının bir parçasıydı. Aynı şekilde, dini değerleri olan bireylerin emek mücadelesinden uzak tutulması da bilinçli bir ayrıştırma stratejisiydi. Oysa bu, ne inanca ne de sol düşünceye hizmet etti. İki taraf da bu zıtlaştırmadan zarar gördü.
Bugün artık bu yanılsamaları geride bırakmanın, kavramları birbirine düşman değil, diyalog içinde görmenin zamanı. Solculuk, inançlı ya da inançsız fark etmeksizin; insan onurunu, emeğini ve özgürlüğünü savunan herkesin ortak zemini olabilir. Mesele, solculuk ya da din değil, bu kavramları dar kalıplara sıkıştırarak toplumsal birlikteliği sabote eden söylemlerdir.
İhtiyacımız olan şey, düşmanlık değil birlikte konuşmanın yollarını aramaktır. Ezberlerle değil, adaletle şekillenen bir toplumsal vicdan mümkündür. Ve bu vicdan hem inananlar hem de inanmayanlar için ortak bir mücadele alanı olabilir. Günümüz dünyasına baktığımızda, insanların sömürüldüğü ve yaşam haklarının ellerinden alındığı bir düzende, sermaye sahipleri servetlerini korumak adına yaşanan katliamlara sessiz kalmaktadır. Buna karşın, sol görüşlü insanlar bu tür adaletsizliklere karşı daha duyarlı davranmakta ve eylemsel duruşlar sergilemektedir.
Dünyada yaşanan bazı olaylar, insanları belli kalıplara sokmaya çalışanların zihinlerinde adeta şimşekler çaktıracak niteliktedir. Örneğin, Filistin ve Gazze’de yaşanan zulme en çok tepki gösteren ülkelerin, sol ideolojiyle yönetilen ülkeler olması dikkat çekicidir. Ne yazık ki bu insani hassasiyet, çoğu Müslüman ülkede aynı şekilde gösterilmemiştir. Bu da bize, solculuğun aynı zamanda mağdurun, mazlumun yanında durmak anlamına da geldiğini göstermektedir.
Peki, İslam bu konuda ne diyor? İslam, “Zalimin değil, mazlumun yanında olun” diyerek açık bir duruş ortaya koyar. O zaman şunda hemfikir olmamız gerekir: Solculuk inançsızlık değildir; solculuk, haksızlığa karşı onurlu bir duruştur. Ateistlik ile solculu tamamen ayrı kavramlardır.
www.moradergisi.com / www.bursadasondakika.com Atilla Güney
