40,2596$% 0.13
46,7831€% 0.2
54,0058£% 0.31
4.317,79%0,49
7.011,00%0,20
27.960,00%0,20
3.334,34%0,32
10.205,56%-0,19
4788529฿%1.66946
3928.18Ł%5.37616
127347Ξ%5.61845
119.22%2.41676
40.24$%0.07823
02:00
1880 yılında inşa edilen ve 1928 yılında kullanımı Bursa Belediyesi’ne devredilen tarihi bina, uzun yıllar belediye hizmet binası olarak görev yaptı.
Günümüzde ise Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin protokol ve konuk ağırlama makamı olarak kullanılmakta. Ancak geçtiğimiz günlerde yaşanan bir gelişme, bu köklü yapının geleceğiyle ilgili ciddi soru işaretleri doğurdu.
Geçen hafta düzenlenen aylık basın toplantısında Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, kamuoyunu şaşkına çeviren bir açıklama yaptı. Kulaklarımla duymasam, gözlerimle görmesem inanmazdım. Başkan, Vakıflar Kurulu’nun belediyeye şu iki seçeneği sunduğunu açıkladı: “Ya binayı kira karşılığında kullanmaya devam edin ya da boşaltın, biz kullanacağız.”
Bu açıklamayı duyduğumda yanımda oturan gazeteci arkadaşıma dönüp, “Başkan ne diyor?” diye sordum. O da üzülerek “Doğru, maalesef Vakıflar Kurulu böyle bir karar almış” dedi.
Başkan Bozbey ve ekibi bu duruma itiraz etmiş, hatta biraz da sitemde bulunmuş. Ancak asıl ilginç olan, iktidara yakın bir yöneticiyle yaptığım sohbette yaşandı. Konuyu ona da aktardım, tepkisi şaşırtıcıydı: “Ben de duydum, keşke duymasaydım. Bu doğruysa çok yazık. Biz kazansaydık böyle bir talep olmazdı. Karşı taraf kazanınca işler değişiyor. Aslında bu karar bize zarar veriyor, karşı tarafa değil.”
Bu sözlere katıldığımı belirttim. Çünkü mesele artık bir parti meselesi değil. Bursa ne sadece CHP’lilerin ne de AK Parti’lilerin. Bursa, 3 milyon Bursalıya aittir. Her yönetici ve her kurum bu halka hizmet etmekle yükümlüdür.
Ancak ülkemizde hâlâ şöyle bir anlayış var: “Sen iktidardaysan ben seni çalıştırmam, ben iktidardaysam seni dışlarım.” Peki, bunun zararı kime? Elbette ki halka. Bu yaklaşım halkın iradesine saygısızlıktır, hatta bir tür irade gaspıdır.
Kimin kazandığı değil, nasıl hizmet ettiği önemlidir. Demokrasi, seçilmişlerin önünü kesmekle değil, hizmette yarışmakla anlam kazanır. “Sana helal, bana haram” anlayışıyla yönetim olmaz. Kim daha iyi hizmet ediyorsa vatandaş zaten tercihini ondan yana kullanır. Yerel seçimleri genel siyasetle karıştırmamak gerekir. Halk yerelde memnunsa bunu genelde de devam ettirir. Değilse, yine oyuyla değişim sağlar.
Ülke olarak birbirimizle uğraşmak yerine, birbirimize destek olmalıyız. Memleketin yararına ancak böyle hizmet edebiliriz. Gerçek vatanseverlik, halkın iradesine saygı göstermek ve ülkenin geleceği için birlikte çalışmaktır.
Yıllardır millet olarak çok çektik, hâlâ da çekiyoruz. Kimden mi? “Sen-ben davasından.” Hiç bitmedi, bitmiyor. Bu şekilde devam ederse galiba hiç bitmeyecek.
Oysa biz, insani ve vicdani bir şekilde hareket edersek; menfaatimiz değil, inancımız gereği yaşar ve yaşatırsak, işte o zaman ülkemizi kalkındırır, milletimizi yüceltiriz.
Dünya her şeye yer buldu; ama insanoğluna bir türlü yer bulamadı. Gece gündüz birbirimizle didişip duruyoruz — tâ ki ölene kadar. Keşke, sahip olduğumuz bu eşsiz coğrafyanın güzelliğini az da olsa yüreklerimize yansıtabilsek.
Cennet gibi bir ülkede, cehennemi reva görenlere sadece şunu söylemek istiyorum: Durun artık. Bu ülke hepimizin, bu vatan bizim ortak değerimiz.
Ağrı mı, Muş mu? Yöresel Döner Lezzetinde Kıyasıya Rekabet
1
KUR’AN’DA DİN VE MEZHEP AYRIMI YOKTUR TEK VE HAK YOL İSLAM’DIR.
1052 kez okundu
2
Kin ve Nefretten Beslenen İnsanlar
935 kez okundu
3
Bir Aile Yemeğinden Geleceğe Dair Umut Yeşertmek
746 kez okundu
4
İSLAM’DA, İMAN İBADET VE AHLÂK
740 kez okundu
5
Bağcıyı Dövmek Değil, Üzüm Yemek Gerek
699 kez okundu